15 Kasım 2011 Salı

Henry 4 / Film

Dün akşam 2 saat 23 dakikalık süresi ve çekim dili Fransızca ile gerçekten belli bir efor sarfederek Henry 4'ü izledik. Oldukça yeni olan filmin çekimleri çok başarılı, 14. yüzyıl Fransa'sında geçiyor ve tarihi gerçeklere dayanarak güzel bir dönem portresi çiziyor. Konudan genel olarak bahsedecek olursak; O yüzyıl'da katolik ve protestanlar arasında çok kanlı çekişmeler yaşanmaktadır ve yaşlı kraliçe çözüm için protestan Henry ile kızı katolik Margot'nun evliliğini uygun bulur, ancak plan ters teper ve kanlı Saint Barthelemy Katliamı gerçekleşir, onbinlerce protestan öldürülür.

O dönemdeki kendi geçmişimizi bile doğru dürüst bilemediğimizden boş boş baktığım yerler oldu tabi ki, yine de mümkün olduğunca yalın anlatılmış, böylece konu hakkındaki genel kültürümüze belli oranda katkı sağlandı, tarihe ilginiz varsa bu film oldukça iyi bir kaynak.


*görseller internetten alınmıştır

Oyuncu sayısı bir hayli fazla, bir ara kim kimdi diye ipin ucunu kaçırabilirsiniz ancak oldukça uzun bir film olduğu için nasılsa toparlarsınız. :)

Sağolsun yönetmen olayları gerçekçi bir biçimde yansıtmayı uygun bulduğundan küçük izleyiciler için uygun olmayacak savaş vb. sahneler bol kese kullanılmış. Bu yüzden izleyici arkadaşınızı iyi seçin. Sonuç olarak; dönem filmlerinden hoşlanıyorsanız Henry 4 sizi oyunculuk, kostüm, dekor ve tarihi gerçeklik açılarından oldukça tatmin edecektir.

Mutlu seyirler...

14 Kasım 2011 Pazartesi

Burberry Brit Edt for Woman

Günlük parfümüm bitince bayramda Mersin'de olmamı fırsat bilip soluğu eski tabirle Amerikan çarşısında aldım. :) Yıllardır her türlü ihtiyacımızı buradan özellikle aynı dükkandan giderdiğimizden ürünlerin orijinallikleri konusunda tereddütüm yok, bu yüzden içeri girer girmez normalleri es geçip -Tester var mı abi? şeklinde konuya giriş yaptık. Ne de olsa testerlar normal ürünlerden daha kalıcı yapılıyor ki alan kişi -vay be ne kalıcı şeymiş, saatlerdir kolumda ama bak hala mis gibi kokuyor, dur hemen bi koşu gidip alayım, desin ve koşa koşa sevgili Sevil'e, Tekin Acar'a paraları saçsın! :) Amerikan çarşısı tarzı yerlerden daha önce alışveriş yaptıysanız alışkınsınızdır, tester ürünler genelde tam boy, orijinal şişesinde (kaliteli püskürtme sistemli ve klasik Burberry baskılı) ancak kendi kutusu yerine üzerinde giriş, gelişme ve sonuç notalarının yer aldığı sert beyaz bir kutuda ve üretim amacı test edilmesi olduğu için de kapaksız olurlar. Daha önce Burberry klasik ve baby touch kullandığım için kokusunu deneme gereği bile duymadan alıverdim gitti. Çünkü internetten (hepsiburada, strawberry, markafoni, trendyol, limango... :) blind-buy denen şekilde ürünü koklayamadan alışveriş yapacaksam her zaman öncelikle fragrantica.com'dan ürünün yorumlarına bakarım, yazılanlara güvenirim ve olumlu / olumsuz yorum sayısına göre almaya / almamaya karar veririm. Siteyi incelerseniz bu parfüm için de olumlu görüşlerin yoğunlukta olduğunu görebilirsiniz.

*görsel internetten alınmıştır

Ürün edt bir parfüm için gayet iyi kalıcılıkta, tabi ki edp gibi buram buram saatlerce kokmasını beklemeyelim. :) Kokusu kışın günlük kullanım için oldukça uygun notalarda, limon, armut, badem, vanilya ve amberi pek güzel harmanlamışlar.. Benim için en önemli kısım olan ücret konusu ise parfümün kokusundan daha tatmin edici. :) 100 ml'lik tam boy ürünüm sadece 70tl!!!

Mutlu alışverişler..   

4 Kasım 2011 Cuma

Prof. Dr. Sedat Demircan / Gazi Üniversitesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi

Babamın akciğerindeki bir kitleden ötürü Batıkent Devlet Hastanesindeki doktorumuz bizi Gazi Üniversitesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi bölümünden Prof. Dr. Sedat Demircan'a yönlendirdiğinde işimizin bu kadar hızlı hallolacağını pek düşünmüyordum açıkçası.

*görsel internetten alınmıştır.

Ne de olsa gidilecek yer bir Üniversite hastanesi, görüşülecek kişi de Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı bir profesördü!! Kimbilir hangi aya gün vereceklerdi?! Korka korka bölüm sekreterliğini aradığımda -ne zamana randevu istersiniz diye sorulduğunda ihtimal dahilinde olmayacağını düşünerek mümkünse bugün dedim, bendeki de yüzsüzlüğe bak! :) Sekreter -15:00 uygun mu dediğinde ise kararından vazgeçmesin diye tabi tabi tabiiii demişim. :) Teşekkür ederek telefonu kapattığımda ise hoca farkı alıyorlar mı diye sormadığıma hayıflandım, çünkü benim bildiğim bu işler böyleydi.. Annemlere mali açıdan hazırlıklı gitmeleri yönünde telkinde bulunarak görüşme sonucunu bekledim, ama inanılmaz ama gerçek bir biçimde beş kuruş dahi ödemeden muayene gerçekleşti. :) Hoca ilaçlı detaylı bir pet ct istedi. Onun da çekilmesi ve sonucunu almak bir hafta bile sürmedi! :) E kardeşim biz alışmışız 3 ay sonrasına gün verilmesine, bünyemiz kaldırmadı tabii, mutluluk sarhoşu olduk. :) Bugün sonuç göstermeye gittiğimizde çok şükür temiz haberini verdi Hocamız; kendisi son derece pozitif, bir profesörden beklenmeyecek derecede cana yakın ve hastaları ile alakadar bir bey. 2 ay sonra kontrole gelmemizi tembihleyerek yolculadı bizi.. Tabiki İnşAllah hiçkimseyi hastaneye gitmeye mecbur etmesin, tüm hastalıklar evlerden ırak olsun, ama, sabaha karşı muayene sırasına girilen uzman hekimler ve kapısından randevu ile bile 3 aydan önce giremediğimiz hocalar, o da bağlı olunan kuruma göre değişiyordu tabi, günümüzde yerini çağdaş bir yapılanmaya bırakmış. Hocamıza teşekkür ediyor, Hocamızı ve bölümünü gitmeyi düşünen kişilere tavsiye ediyorum.. 

3 Kasım 2011 Perşembe

Bir Delinin Hatıra Defteri / Tiyatro

Tiyatro sezonunun açılmasıyla birlikte bir türlü bilet bulamadığımız Bir Delinin Hatıra Defteri'ni takibe almıştım, ama nafile!! Bu oyuna bilet bulmanın zorluğunu detaylı anlatmayayım, Ekşisözlükte çekilen ızdırapları okuyabilirsiniz. Geçirdiğim sinir buhranlarından sonra eşimin iş arkadaşı müjdeli haberi verdi, aranan bilet bulunmuştu!!.. Bir haftalık heyecanlı bekleyişten sonra dün akşam Akün sahnesinde muradımıza erdik. Oyun 19. yüzyıl Rusya'sında geçiyor ama genelde evrensel konulara bir eleştiri barındırıyor. Dramatik olduğu kadar eğlenceli bir oyun. Açıkçası oyun değil Erdal Beşikçioğlu'nun canlı (hatta canlı/kanlı/terli) performansıydı bizi cezbeden. Amerikan filmlerinin klişe ifadesiyle 80 dakikalık bir görsel şölendi izlediğimiz.. Erdal B. oynamıyor, aksine yaşıyor, üzülüyor, yıpranıyor ve resmen deliriyor gözlerimizin önünde. Tek kişilik bir oyun olduğu için tüm dikkatimizi kendisine verebildik, kasvetli ve ürkünç ortamda ayağı yere hiç basmadan vincin üzerinde sürekli değişen ruh hali ve sesiyle kendini paralarken yüzünden damlayan terleri gördük!!


Oyuna girmeden oyunun kitapçığını aldık, ki bu yıl kısmetse gideceğim tüm oyunların kitapçıklarını alacağım, Erdal Beşikçioğlu büyük bir incelikte tüm kitapçıkları imzalamış, e daha ne yapsın adacağız!? :)  

Oyun izleyici kontenjanı 150 olarak belirlenmiş, ancak oyun başlamadan 2 dakika içinde yaklaşık 50 kişi kenarlarda minder üstünde ve yerlerde seyretmek üzere içeri alındı, nerede oturduğum önemli değil, yeter ki şu ahir ömrümde bir kez izleyeyim derseniz şansınızı deneyebilirsiniz. Oyunu izleyenler arasında Behzat Ç.den rol arkadaşı Fatih Arıtman ve Oktay Eşi de vardı.. 

*görseller internetten alınmıştır

Neticede mutlaka ama mutlaka görülmesi gereken, gördükten sonra ise izlediğiniz hiçbir oyunculuğu beğenmeyeceğiniz bir performans sergiliyor Erdal Beşikçioğlu. Kendisinin emeğine, yüreğine, yeteneğine sağlık..

Mutlu seyirler..

1 Kasım 2011 Salı

Beslenme Diyet Uzmanı Nilay Özek / Özel Tandoğan Magnet Tıp Merkezi

İş yerime yakınlığından ötürü küçük sağlık problemlerimde Magnet Tıp Merkezine gidiyorum. Bugüne kadar cildiye, kadın doğum, genel cerrahi ve beslenme diyet bölümlerine gittim. Merkezden genel olarak memnunum, temiz, hızlı ve ilgili bir yer. Beslenme diyet bölümüne Mayıs'ta gittim. Bu bölümde giderleri sgk karşılamıyor ancak özel kliniği olan diyetisyenlere göre ücret çok makul. Değişti mi bilmiyorum ama ben gittiğimde ilk görüşme ve 15 gün sonraki kontrol 45 tl idi. Ayda 250-300 tl ödenen yerlere göre süper bence. :)

* görsel internetten alınmıştır.

Uzman Nilay hanımı başka bir problemim için merkeze gittiğimde elinde 2 tane 1,5 lt'lik su ile gördüm ve beslenme uzmanı olsa olsa bu hanımdır dedim ve doğru çıktı! :) Kendisi çok tatlı dilli ve ilgili bir hanım, yaklaşık 45 dakika görüştük, özel makinesi ile yağ vb. ölçümlerimi yaptı ve genel olarak nasıl beslendiğimi sordu. Ben rutinimi anlattıktan sonra beni hiç zorlamayacak, genelde yediğim şeylerin miktarlarını ve yeme tarzımı düzenleyerek programımı hazırladı.

Gittiğimde kilom 60.5 idi. E o kadar da kilon yokmuş diye içinden geçiren kişilere her kadın kendine göre kiloludur mottosunu hatırlatmak isterim. :) Verilecek kilo miktarı çok olmayınca ayda 2-4 kg verdirecek bir program oluşturdu Nilay hanım, yaklaşık Ağustos'tan beri 55-55.5 kg arasında gidip geliyorum, hem de kendimi hiç aç bırakmadan, yerlerde sürünmeden. :) Süre biraz uzun gelmiş olabilir, ama ne kadar yavaş verirsek o kadar yavaş alırız bana göre, Kasım ayına girdiğimiz bugün aynı kiloyu korumuş olmam bunu kanıtlıyor bence. :) Başta eşim olmak üzere çevremdekiler pozitif anlamda çok zayıfladığımı söylüyor, e daha ne isteyim, 38 beden hafif bol geldiğinde bir kadın vücudundan başka ne isteyebilir ki?? :)

Demem o ki, uygun fiyatlı ama çok ilgili ve şeker bir diyetisyenim olsun derseniz Nilay Özek hanımı gözümü kırpmadan tavsiye ederim.. :)

Mutlu Zayıflamalar..

31 Ekim 2011 Pazartesi

İkea Komplement Fular Kravat Askısı ve Rationell Dolap İçi Raf

Eşimin kravatlarının gömlek askısı üzerinde erör vermeye başladığı bir anda İkea'da karşımıza çıkan bu şirin makrome askının bu kadar iş göreceğini pek düşünmemiştim ama beni utandırdı kerata. :) Kapı arkasına gelen duvardaki askıya yerleştirdik ve bu sayede dolap rahatladı, tabii iki büklüm kravat ararken karışmadıkları için eşim de.. :) Bol sayıdaki büyük gözleri sayesinde birden fazla kravatı geçirebiliyoruz, rengi de hoş bir krem rengi tonu. Arkadaşım ise kolye askısı olarak kullanmak üzere aldı ve o da gerçekten çok memnun kaldı, çekmecelerde ıkış tıkış birbirine dolanan kolyelere elveda.. En üstteki düz kısma da taçlarını yerleştirdik, çok şeker bir görüntü oldu. Harcadığınız 10 tl'nin hakkını fazlasıyla veriyor kendisi.. 


Aldığımız diğer ürün ise mutfak dolabı içinde kullanım kolaylığı sağlamak için tasarlanan portatif raf. Beyaz renkli olan bu rafçığın üst yüzeyi o kadar cici tasarlanmış ki, dolabın içinde saklanmasına gönlüm el vermedi. Bu yüzden yatak odasının boş bir köşesine üzerine yine İkea'dan aldığım beyaz fener ve beyaz fotoğraf çerçevesini koyarak mini bir sehpaya dönüştürdüm. :) İnternette İkea'dan alınan eşyaları kişiselleştirip modifiye eden kişilerin siteleri mevcut, mutlaka denk gelmişsinizdir, kendimi o insanlar gibi hissettim.. :) 12-15 tl arası fiyatı ile son derece alınası ve evin muhtelif köşelerinde kullanılası..

*görseller internetten alınmıştır.
Mutlu alışverişler..

28 Ekim 2011 Cuma

AVON

Ofiste bir arkadaşım Avon temsilcisi, hal böyleyken her ay otomatiğe bağlamış bir şekilde sayfa sayfa inceliyorum kataloğu. Arkadaşım kar amaçlı değil de meraktan bulaştığı için bizden de kar payı almıyor, bu sebeple merak ettiğimiz ürünleri katalog fiyatından %25 kadar indirimli alıyoruz. Genelde kendimi çok kaptırmadan iki ayda bir gibi bir aralık bırakmaya çalışarak ufak tefek şeyler sipariş ediyorum. Bunların büyük çoğunluğu makyaj malzemesi oluyor, asansörlü göz kalemlerini (geçen ay pırıltılı siyah aldım) çok beğeniyorum, içinin kırık çıkması yada ikide bir ucunu açma gibi bir sorun olmuyor. Ayrıca göz farları da (true colour serisi) gayet kullanışlı. Bir de deneme amaçlı pembe renkli sıvı sabunundan aldım, kokusunu bilmeden almamın sebebi annemin banyosunun pembe olması. :) Ama gerçekten iyi bir seçim yaptığım mis gibi kalıcı kokusndan ve ellerimizi hiç kurutmamasından belli oldu. Hatta yiğenim o kadar beğendi ki kendisinden başka kimsenin kullanmasına izin vermiyor. :) 



*görseller internetten alnımıştır.

Ancak cilt bakımı ve parfüm konusunda aynı olumlu görüşleri veremeyeceğim. Hangi arkadaşıma alsak kullanamadan bıraktı cilt bakım ürünlerini, etkisiz ve sıradan geldi, tabi yeni Anew serisini bilemeyeceğim, güzel olabilir, yanlış yönlendirme yapmayayım. Parfümde aradığım tek özellik kalıcılıktır, güzel koku zaten bulunabilir bir şey değil mi? :) Avon parfümleri de benim gözümde bu yüzünden sınıfta kalıyor ne yazık ki, bir saat sonra bile uçmuş gitmiş oluyor. Yoksa Fergie, Christian Lacroix ve Ungaro serilerini seve seve kullanırdım.

Diğer ürünlerinden Ayak spreyi çok başarılıydı ancak son katalogta göremedim, alacaktım halbusi :) Gliserinli el kremi artık fenomen oldu zaten, kullanmayan birini tanımıyorum, yine de olağanüstü bir krem değil bence, çeşit olsun işte.. :) Takı, çanta vb. olaylar hiç girmedim ama alanlar & kullananlar mevcut, güle güle kullansınlar ne diyeyim.. :)

27 Ekim 2011 Perşembe

Maybelline One by One Volume Express Rimel

Arkadaşımın tavsiyesi üzerine L'oreal Telescopic rimelimden çok memnun olmama rağmen L'oreal'in %50 indirimli fiyatının bile yarı fiyatına bu tombik rimeli aldım.


*görsel ürünün kendi sitesinden alınmıştır.

Kirpiklerimle ilgili bir problemim yok gayet uzunlar, bu yüzden alacağım rimellerde uzatma özelliği aramıyorum, en kötüsünü bile sürsem gayet başarılı sonuç alıyorum. Telescopic'te sevdiğim özellik topak topak olmayıp kirpikleri güzelce ayırıp uzatması, ancak dediğim gibi normal satış fiyatı olan 45 tl'yi bırakın indirimli fiyatı olan 25 tl bile bana çok geliyordu. (Evet cimri bir insanım :)  One by one da Telescopic'te olan tüm özellikleri bünyesinde barındırıyor, hem de bir artı ile: Telescopic 8 ml iken One by One 10,4 ml. E daha ne olsun sayın seyirciler?! :) Bu aralar Maybelline'in satıldığı tüm noktalarda %25-30 indirim uygulanıyor, bir çok yerde aradıktan sonra, ki bu rimel gelir gelmez tükeniyormuş, YKM'de 12 tl'ye muradıma erdim. :)

Son olarak biz kadınların her zaman biraz da ambalaja kandığını hatırlatarak, tombik yapısının ve şeker gibi renginin de çok cezbedici olduğunu söyleyebilirim. :)

Mutlu alışverişler..

C&A

Gittiğim alışveriş merkezlerinde C&A varsa yetişkin veya çocuk mağazası dinlemez mutlaka gezerim, muhtemelen de ya kendime, ya eşime, ya da yiğenime bir şeyler alırım. Ürünleri kalitesine göre değişiyor, çok iyiler de var, vasatlar da.

Kategorilendirecek olursam, kadın bölümü normal ve büyük beden diye ayrılıyor, bir de hamile koleksiyonu oluyor her sezon mutlaka, ülkemizde herşey sömürüldüğü için başka mağazalarda hamile kıyafetleri de genelde fahiş fiyatlarla satılıyor, 2-3 ay giyeceğiniz pantolona 120-150 tl vermek istemezseniz, C&A'dan gayet uygun fiyatlı ürünler bulabilirsiniz. Konuyu dağıtmayayım, kadın bölümünde benim gibi 38 bedenseniz bir ürün beğenip kabine yollanırken yanınıza aynı ürünün bir de 36'sını alın derim, çünkü kalıplar Almanya standardında ve genelde geniş. Özellikle sezon sonunda çok uygun fiyatlı ve beden sorunu olmayan ciciler alabilirsiniz. Büyük beden kadınlar için yine ülkemizdeki çook yüksek fiyatlı ve sıkıcı 'anne' modellerinden uzak, oldukça sevimli modern ürünler mevcut, annem çok memnun ordan biliyorum. :) Kadın bölümüne son vermeden aksesuarlardan da bahsedeyim: six markalı aksesuarlar çeşit ve yine fiyat olarak tatmin edici, aradığınız tarz yada renk ne olursa olsun bulacağınızdan eminim. Aynı marka YKM'de de satılıyor. Cumartesi günü 9.90 tl'ye çok cici vintage tarzı bir yüzük aldım, parmağıma renk bırakma vb. bir sorunla karşılaşmadım, Arkadaşlarım da aynı fiyata kelebek bir broş ve küpe aldılar.
*görseller firmanın kendi sitesinden alınmıştır.

Erkek bölümü biraz sıkıcı :( Bu yüzden kısa geçelim ve mağazanın kendisini bu açıdan geliştirmesini umalım. :)
     

Bebek bölümü bir cennet diyebilirim. Henüz bebeğim olmadığı için hediye almam gereken bebek ve çocuklar için mutlaka buraya uğruyorum. Ürün çeşitliliği mükemmel, lcw gibi sadece kızlar üzerinde yoğunlaşmayıp erkekler için de oldukça orijinal parçalar çıkarıyorlar. Kumaşlar bebekler için en uygun şekilde %100 pamuk genelde. Hele ayakkabı, şapka vb. yan ürünleri mıncıklamaya doyamıyorum. Fiyatları normal diyebilirim, tabi ki üzerinde çok çalışılmış parçalar biraz daha pahalı ama body, t-shirt, eşofman gibi temel parçalar gayet uygun. Doğumundan itibaren neredeyse hergün büyüyen bebeklerimiz için israfa gitmeden ama modadan da geri kalmadan harika seçimler yapabiliriz. :) Yiğenim için özellikle sezon sonlarında mutlaka bir şeyler alıyorum, mevsimi geçiyor gibiyse bir beden büyüğünü alıp gelecek sezonda giymesi için bekletiyorum. Böylece doğum gününde paniklemeden ve kazıklanmadığımı bilerek hediyemi veriyorum. :)


Çocuk bölümünü bebekten ayırmayacaktım ama 16 yaş ürünlerini giyebildiğimden ayırmak istedim. Ürün etiketlerine bakarsanız 16 yaş için 1.76 boy açıklamasını eklediklerini görürsünüz. E bende o kadar boy olmadığına göre üst giyimlerine bayılarak bakıyorum mağazada, ama altlar için aynı şeyi söyleyemem, ne de olsa tipik Türk armuduyum, tabi ki içlerine giremiyorum :)

İnternet sitelerini güncellemişler, artık daha çok göze hitap ediyor. Mağazada ürünlerin üst üste yığılması nedeniyle güzel parçaları bulamayabiliyorum, bu yüzden sitelerindeki görseller bu sezonun yeni parçaları için güzel fikirler verebilir.

Ankara'da Antares, Ankamall (çocuk), Kentpark, Goridon ve 365'te mağazaları mevcut.

Mutlu alışverişler..

19 Ekim 2011 Çarşamba

Şüheda Fışkıracak Toprağı Sıksan Şüheda..

Gencecik fidanlarımız gitti diyoruz her seferinde. Bugün fidanlarımızdan bir orman oluştu. 26 belki de daha fazla oğlumuzu veriyoruz toprağa.  Artık yapraklarından kan damlayan ama yemyeşil ve hayat dolu, şeref ve kahramanlık timsali bir ormanımız oldu.. Oğul ormanı, Mehmet ormanı.. 25 yaşını bile görememiş, büyük ihtimal çoğu yoksul, döner dönmez ailesini geçindirmeye, yuvasını kurmaya heveslenen, hayal kuran, nefes alıp veren fidanlar.. Yaşamaya, gülmeye, hatta kahkahalarla gülmeye en çok hakkı olan, senin benim için, vatanı için delik deşik, parça parça olan, hatta belki cenazesi bile olmayan ama yine de mis gibi ana sütü kokan oğullarımız..

Vatan uğruna dağlarda hiçbirimizin bir dakika bile kaldıramayacağı ölüm korkusuyla aylarca yarenlik edip Şehit mertebesine erişmiş aslan parçası, Allah senden razı, mekanın Cennet olsun..

18 Ekim 2011 Salı

Bioderma Sebium Jel

Cildim karma hatta çoğu zaman yağlı diyebilirim. Cilt uzmanlarının -Daha iyi işte geç buruşursunuz.. diyerek verdikleri morale rağmen genellikle parlak görünümün yanı sıra yaş ilerlemesine rağmen sivilce ve siyah nokta oluşumu bendenizde sorun teşkil ediyor. İşte bu sebepten şöyle kaliteli ama uygun fiyatlı (her zamanki gibi) bir temizleyici arayışına girmiştim içten içe..

Daha önce hiç Bioderma markalı ürün kullanmadığım için 2 al 1 öde kampanyalı bu ürün için eczaneden tester almıştım. Bir haftalık sabah & akşam kullanım sonucunda yeni sivilce çıkmaması, cildi uzun süre mat / kuru  ve hatta yumuşacık tutması, yüz yıkama jellerinin ortak problemi olan cildi kurutup pul pul dökülmeye sebep olmaması ve tabi ki çoook uygun fiyatlı olması sebebiyle bugün gidip satın aldım. İnternet sitelerinde görebileceğiniz üzere 200 ml'lik şişeleri 40 tl civarında, 500'er ml'lik bu avantajlı set ise 60 tl. Bir haftalık süreçte 10 ml'lik bir tester'ı bitiremediğime göre çok uzuuun bir süre kullanacağa benziyorum. :)

*görüntü internetten alıntıdır
Bunu alayım tester'ını çok beğendim deyince, beni gelecekteki potansiyel müşterisi olarak görüp, yine Sebium serisinden temizlenmiş cilde uygulanan akne ve siyah noktaların giderilmesini hızlandırdığı ve yeniden oluşmalarının engellenmesine yardımcı olduğunu iddia eden Sebium AI tester'ı verdi eczacı. Bu ürünü kullanan kişiler ciltlerinin renginin açıldığını ve siyah noktaları azalttığını belirtmiş internette. E İnşallah demek istiyorum. :) Eczacı sağolsun varolsun 5 tester verdi. 5'er ml'den 25 ml, e zaten ürünün kendisi 30 ml olduğuna göre oldu mu bana tam boy ürün!? :) Kullanalım bakalım ne olacak...

16 Ekim 2011 Pazar

Zaman Yolcusunun Karısı / The Time Traveler's Wife

Audrey Niffenegger'in aynı adlı romanında uyarlama olan bu film hakkında yorum yapmadan önce Ekşi Sözlük yazarları ne diyor diye merak edip okudum. Her zamanki gibi bir kısmı bayılmış, bir kısmı iğrenmiş. :) Açıkçası filmin bir kitap uyarlaması olduğunu bilseydim, önceliği kitabına verirdim, çünkü bana göre kitap uyarlaması filmler her zaman ama her zaman kitabını aratır. Sözlük yazarlarına göre bu film için de bu kural geçerli olmuş. Film bittiğinde (ki acıklı bir son sizi bekliyor) -Eee bu filmin adı niye Zaman Yolcusunun Karısı ki? diyeceğinizden kuşkum yok. Yorumlara dayanarak söyleyebilirim ki kitabın ana karakteri kadınken, filmin ki erkek, ancak kitap uyarlaması olduğu için filmin adını değiştirememişler galiba. Kardeşim filmin adını değiştiremiyorsunuz da ana karakterini niye değiştiriyorsunuz sorusu gelecektir dilinizin ucuna, çekinmeyin sorun, çünkü anladığım kadarıyla tek değişiklik bu olmamış filme geçişte..


*kaynak: onursendere.com

Neyse detaylarda boğulmayalım filme bir bakalım derseniz, genel akışı sürükleyici, bir ileri bir geri derken takip etmek için konsantre olmanıza zorluyor bir yerden sonra :) Konu genel olarak romantik ve ağırlıkla da dramatik. Erkek izeyiciler için biraz iç bayıltıcı olabilir. :) Oyuncular, özellikle çocuk oyuncular başarılı, bu yaşta böyle oynuyorsa büyüyünce ne yapar Allah bilir diye düşündüm çoğu zaman. Görsellik olarak da bir zaman yolculuğu konusundan beklenilenin aksine bilim kurgu gibi değil de daha çok masalsı görüntüler mevcut, ama hakkını yemeyelim günümüzdeki tüm Amerikan yapımları gibi baştan sona olmasa da profesyonel efektler boy gösteriyor. Zaten 2012, Dünden Sonra gibi görsel efekt düzeyi yüksek, sanat ve duygu düzeyi alçak filmler pek bana göre değil, ancak Yüzüklerin Efendisi serisini üç öğün verseler doyamam yine seyrederim, yine seyrederim :) aldığı Oscar düzineleri ile de bu ilgimi hakettiğini düşünüyorum.

Böyle film eleştirisi mi olur demeyelim, karşılaştırmalı edebiyat gibi düşünelim. :)

Depresyon yada kötü bir gün geçirmiş kişiler yerine, sevgilisi (yok yok erkeklere göre değil bence) en iyisi en sevdiğiniz arkadaşınızla iyi vakit geçirebileceğiniz bu filmi sanırım tavsiye ediyorum :)

Mutlu Seyirler...

13 Ekim 2011 Perşembe

Tiyatro Mevsimi Geldi

Yaşasın ki Tiyatro mevsimi geldi :) Geçen sezon Rab Şeytana Dedi ki (iki kez :) , Genç Osman, Kerbela ve Bir Savaş Hikayesi'ni ağzımdan sular akıtarak izleyip, bütün yazı heyecanla bu sezonun açılmasını bekleyerek geçirdim. İlginçtir insanlar bu konuda da ikiye ayrılıyor: 1. Grup hiç ilgilenmeyenler, 2. Grup deli gibi takip edenler :) Devlet Tiyatroları; ne kadar küçük paralar karşılığında ne kadar büyük işler yapılabileceğini, mükemmel oyunculara sahip olduğumuzu ve zamanımızı illa ki de avm'lerde geçirmek zorunda olmadığımızı gösteriyor bizlere. Bu nedenle bir oyun izlemek bile 2. Gruba dahil olmamıza yetecektir :) Oyunların titizlik ve disiple aylarca süren hazırlık sonrasında bizlere ulaştığını ve her gece aynı heyecanla bizlere sunulduğunu görmek inanılmaz haz veriyor bana. Oyuncuların ve oyun arkası ekibin durmadan koşturması ve dekorların profesyonelce değişip durması harika da bir de halkımız nerede nasıl davranacağını öğrense işte o zaman gerçekten muassır medeniyetler seviyesine ulaşabileceğiz! Detaya girmiyorum ama anladınız siz onu :) Buyrun bir bakın neler izlemişim:

Rab Şeytana Dedi Ki

Sanırım hepsine aynısı yazacağım ama gerçekten oyunculuk ve canlı (!) müzik bir harika! doyamayıp tekrar izledim. Şarkıları o kadar süper ki bir kaç gün sayıklayıp durdum.
Genç Osman

Genç Osman'ın katledildiğini biliriz ama katline giden süreci tabii ki bilemeyiz, ta ki bu muhteşem oyuna kadar! işte karşımızda yine muhteşem bir performans ama keşke ölmeseymiş diyeceğimiz Genç Osman :(


Kerbela

Oooof Of diyorum başka da bir şey diyemiyorum! demek isterdim ama demem lazım :) çünkü bu oyun oyun değil koskocaman bir ağıt! Tam üç saat süren bu anlatılmaz güzellikteki ağıt sonunda salondan yitik çıkacağınıza eminim. Zaman dursun ve bu oyun bitmesin..


Bir Savaş Hikayesi

Bu dört oyun içinde dekoru sizi en çok şaşırtacak olanı budur kesinlikle. Diğerlerinde olduğu gibi bu oyun boyunca da -Aa bu adam/kadın şu dizide oynamıyor muydu? gibi sorularla kafanız bulanabilir. İbretlik acı dolu bir hikaye..


Bakalım bu sezon hangilerini görmek kısmet olacak?

Lütfen oyun başlamadan cep telefonlarımızı kapatalım!

İyi Seyirler..

*fotoğraf kaynakları: sarapgibikadin.blogspot.com , focushaber.com , evetbenim.com , hayalleriminizinde.blogspot.com. (umarım bir suç işlememişimdir.)

Önce teşekkür edelim, post nasılsa yapılır :)

İkinci yazımı teşekkür etmek için hazırlamak istedim. sihirli; çatı katı İlkay ; zeto; siu ; sihirlimavi ve daha sayamadığım bir dizi inci gibi bloggercıklarım! Beni blogumu hazırlamak için bilmeden de olsa cesaretlendirdiniz. Hepinize tek tek teşekkür ederim.. :)

Merhaba :)

Bloglarını zevkle okuduğum bloggerlara özenmenin verdiği cesaretin yanısıra; yaşam, sanat ve daha bir sürü konuda fikrim olduğu için PMY'ı oluşturmaktan başka çarem olmadığını anladım. Çünkü bence paylaşmak mutluluğun yarısıdır! Artık aranızdayım, umarım beni seversiniz. :)